9 Temmuz 2013 Salı

PADOVA-2

Padova'da günlerimiz şehri keşfetmek üzere yürümekle geçiyor. Turizm bürosundan aldığımız ve pekte işe yarar olmayan haritayla girmediğimiz tüm sokakları keşfetmeye uğraşıyoruz. Şehir küçük ama yaşayan tarih olarak adlandırılabilecek kadar harika. Dar sokaklar aniden karşınıza çıkıveren büyük meydanlarda birleşiyor. Şehirde kaybolmak neredeyse imkansız. Sokaklarda karşımıza çıkan binaların bazılarının tarihi 1000 yıl öncesine kadar dayanıyor. Diğer taraftan anladık ki bu italyanlar vaye en azından padovalılar fakir millet. Onca bina var bir tane bile çanak anten yok, eski usul tel antenleri kullanmaya devam ediyorlar. Zaten evde de 2 tane kanal var. Hoş, bizde çanak anten ve 4000 kanal var da ne oluyor. HalkTV, Ulusal kanal gibi 1-2 tv kanalının dışındakiler penguen belgeselinin ötesine geçmekten aciz. Dahası Padova da daha alışveriş merkezi (şaşırtıcı olmasın diye kısaltmasını da veriyorum= AVM) yok!!!. E haliyle şaşırdık bizde, ne yapacağımızı bilemedik. Bunun üzerine hafta sonunu deniz kenarında geçirmeye karar verdik. Hedef Sottomarina, Chioggia yakınlarında bir yerleşim birimi. Deniz fena değil ama kimsenin yüzmemesi onun yerine bellerine kadar suya girip öylece durmaları bize pek matrak geldi. Hatta Aynur bir ara arş falan okuyalım nasılsa hazırolda duruyorlar bile dedi. Yinede çocuklar çok keyif aldılar. Buradan yazacak daha çok şey var, bir dahaki sefere daha fazla yazarım.
Efe uzun süren bir gezinin ardından isyan ediyor

Sottomarina

Padova da dar bir sokak

Padova

Efe kendi gibi çığlıklar atarak koşuşturan İtalyan arkadaşıyla oynarken

Ece ve Julia, İtalyanca ya da Türkçe veya İngilizce, Fransızca..., çocuklar arasındaki ortak dil hayranlık verici. Kısa sürede birbirlerini anlamayı ve sevmeyi o kadar iyi başarıyorlar ki. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.